JavaScript 30 Yaşında: Web’in Görünmez Gücü Hâlâ Ayakta

JavaScript 30 yıldır web’in bel kemiği. Bugün sitelerin %98’inde kullanılan dil, tarayıcıdan buluta interneti ayakta tutuyor.

1995 yılında internete yeni yeni heyecan duyulmaya başlandığı bir dönemde tanıtılan JavaScript, aradan geçen 30 yıla rağmen web dünyasının en kritik yapı taşlarından biri olmayı sürdürüyor. Netscape ve Sun Microsystems iş birliğiyle geliştirilen, Brendan Eich’in yalnızca 10 gün gibi kısa bir sürede ortaya çıkardığı bu betik dili, bugün modern internetin neredeyse tamamının arka planında çalışıyor. Güncel tahminlere göre JavaScript, dünyadaki web sitelerinin yaklaşık %98,9’unda kullanılıyor. Bu oran, JavaScript’i yalnızca popüler bir dil değil, aynı zamanda web’in fiili standartlarından biri haline getiriyor.

JavaScript’in doğduğu yıllarda hedef oldukça sınırlıydı. Amaç, statik HTML sayfalarına küçük etkileşimler eklemek, formları kontrol etmek ve kullanıcı deneyimini biraz daha canlı hale getirmekti. Aynı dönemde Java ile birlikte pazarlansa da, iki dilin felsefesi ve kullanım alanı tamamen farklıydı. Java, büyük ölçekli ve kurumsal uygulamalar için tasarlanırken; JavaScript, tarayıcı içinde çalışan, hafif ve öğrenmesi kolay bir dil olarak konumlandı. Zaman, bu iki yaklaşımın kaderini de belirledi. Bir dönem web’in geleceği olarak görülen Java applet’leri tarihe karışırken, JavaScript sessiz ama kararlı bir şekilde yoluna devam etti.

İlk günlerinde “Mocha” adıyla anılan JavaScript, kısa bir süre “LiveScript” ismini taşıdıktan sonra, dönemin pazarlama stratejileri doğrultusunda JavaScript adını aldı. Aralık 1995’te duyurulan dil, Mart 1996’da 1.0 sürümüne ulaştı ve Netscape Navigator tarayıcısı üzerinden kullanıcılara sunuldu. O yıllarda başlayan tarayıcı rekabeti, JavaScript’in kaderini doğrudan etkiledi. Microsoft’un Internet Explorer’ı Windows işletim sistemine entegre etmesiyle “tarayıcı savaşları” kızıştı. Netscape bu yarıştan çekilse de JavaScript yaşamaya ve gelişmeye devam etti.

Dil için en kritik adımlardan biri, JavaScript’in bir şirketin kontrolünden çıkarak endüstri standardı haline gelmesiydi. ECMAScript standartları bu noktada belirleyici rol oynadı. ECMA International tarafından yönetilen bu spesifikasyonlar sayesinde JavaScript, farklı tarayıcılarda ve platformlarda tutarlı biçimde çalışabilir hale geldi. Bu durum hem geliştiricilerin güvenini artırdı hem de JavaScript’in uzun vadeli geleceğini garanti altına aldı. Bugün modern JavaScript sürümlerinde görülen modüller, asenkron yapı, gelişmiş veri tipleri ve performans iyileştirmeleri bu standartların doğrudan sonucu olarak ortaya çıktı.

2000’li yılların sonundan itibaren JavaScript yalnızca tarayıcı içi betik dili olmaktan çıktı. Node.js’in sahneye çıkmasıyla birlikte, JavaScript sunucu tarafında da kullanılabilir hale geldi. Böylece geliştiriciler, hem istemci hem de sunucu tarafında aynı dili kullanarak tam kapsamlı uygulamalar geliştirmeye başladı. Bu yaklaşım, web geliştirme dünyasında büyük bir dönüşüm yarattı. Bugün React, Angular, Vue gibi popüler kütüphane ve framework’ler; Express, Next.js ve NestJS gibi sunucu tarafı çözümleri JavaScript ekosisteminin gücünü gözler önüne seriyor.

Bulut bilişim, mobil uygulamalar, masaüstü yazılımlar ve hatta oyun geliştirme alanlarında bile JavaScript’in etkisi hissediliyor. Electron sayesinde masaüstü uygulamalar, React Native ile mobil uygulamalar JavaScript üzerinden geliştirilebiliyor. Bu geniş kullanım alanı, JavaScript’i yalnızca bir web dili değil, çok amaçlı bir programlama aracı haline getirmiş durumda. Özellikle yeni başlayanlar için düşük giriş bariyeri, JavaScript’in küresel yazılımcı topluluğunda hızla benimsenmesini sağladı.

Buna rağmen JavaScript’in adı ve marka hakları tartışma konusu olmaya devam ediyor. Sun Microsystems’i satın alan Oracle, “JavaScript” markasının haklarını elinde bulunduruyor. Açık kaynak topluluğu uzun süredir bu ismin özgürleştirilmesini talep etse de Oracle bu konuda geri adım atmış değil. Ancak pratikte bu durum, dilin gelişimini yavaşlatmıyor. JavaScript, açık standartlar ve küresel topluluk desteğiyle yaşamını sürdürüyor.

30 yılın sonunda JavaScript, ilk çıktığı günlerde kimsenin hayal edemeyeceği kadar büyük bir etki alanına sahip. Sessizce evrilen, bazen eleştirilen ama her seferinde kendini yenileyen bu dil, modern internetin gizli kahramanlarından biri olmayı sürdürüyor. Bugün web’i ayakta tutan altyapıya bakıldığında, JavaScript’in önümüzdeki yıllarda da sahneden çekilmesi pek olası görünmüyor.

WPW

WPW

İçerik yazarı, teknolojiye meraklı, grafik tasarımcı, sosyal medya ve seo danışmanı...

Articles: 871